Karıncaların En Akıllısı

Karıncaların En Akıllısı
San'atkâr ve yazısı güzel birisi, kağıt üzerine güzelce yazılar yazıyor, şekiller çiziyordu. Orada dolaşan bir kaç karınca bu yazı ve şekillerin nasıl meydana geldiği konusunda kendi aralarında yorumlar yapmaya başladılar.

Birinci karınca kağıt üstünde hareket eden kaleme bakıp onu methetmeye başladı: "Kâğıdı fesleğen, susam ve gül bahçesi gibi güzelleştiren ne harika kalem bu" dedi.

Gözü daha keskin olan ikinci karınca, kalemi tutan parmaklara nazarını dikmişti ve "Asıl parmakları methet. Zira o inci gibi yazıları yazan, kağıdı güzel şekillerle gül bahçesine döndüren kalem değil, kalemi tutan parmaklardır" dedi.

Gözü ondan da aydın üçüncü karınca söze karıştı: "Ben" dedi, "kolu överim; çünkü parmaklar ona bağlıdır ve onun gücüyle kalemi kullanıp bu güzel yazıları yazabiliyor."

Nihayet karıncaların beyi ve en akıllısı dedi ki: "Suret, elbise ve âsa gibidir. Kendi başına hareket edemez. Akıl ve ruhtan başkası bu yazıları yazıp, bu güzel nakışları yapamaz. Öyleyse bu güzel yazı ve şekiller, ne kalemin, ne parmakların, ne de kolun marifeti değil, onları kullanan bir aklın ve ruhun eseridir. Bütün övgüler de o akıllı ruha olmalıdır.

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski